Türkiye'de Uygulandığı Bildirilen İşkence Yöntemleri
Dayak, soğuk su, elektrik verilmesi, genital organlara elektrik verilmesi, askı (çarmıh-kollar iki yana doğru açık, kasap askısı-kollar yukarıda eller birbirine bağlanmış, filistin askısı- kollar arkada eller birbirine bağlanmış biçimde değişik askı yöntemleri), göz bağlama, ayakta bekletme, ağır bedensel aktivasyonlara zorlama, hakaret, falaka, başa yönelik sistematik darbeler, öldürme tehdidi, cinsel taciz, tecavüz, hücrede tecrit, aç ve susuz bırakma, yalancı infaz, saç-sakal-bıyık yolma, işeme ve dışkılamayı engelleme, soğuk zeminde bekletme, buz uygulaması (blok halde veya torba içinde buz parçacıkları ile) işkence sesleri dinletme ya da seyrettirme, tüm vücut açıklıklarına (kulak, burun, ağız, anüs, vajen, üretraya) yabancı cisim uygulaması, haya burma, uyumanın engellenmesi, lastik içine sokma, arkadaşının öldürülüşünü seyrettirme olarak bildirilmiştir.
İşkence diğer travma biçimlerinden temel bir ayrılık göstermektedir. Tüm şiddet içeren davranışların sonucunda görmeyi beklediğimiz ve şiddet uygulanmasının delili olarak değerlendirdiğimiz lezyonları bir işkence olgusunda görebilmek pek de olanaklı olmadığı gibi, dikkatli ve sistematik bir işkence uygulamasında teknik iyi kullanılmışsa hiçbir lezyon görülmeyebileceği bilinmelidir. Öyküde anlatılan işkence boyutu ile ortaya çıkabilecek belirtiler ve saptanan bulguların yoğunluğu da doğrudan ilişkili olmayabilir. Bu bağlamda işkence iddiası ile başvuran bir hastanın yüzeyel bir fizik muayene ile değerlendirilmesi negatif raporların artmasına ve hekimin işkenceye katılımının gündeme gelmesine yol açacaktır.
Uygulanan işkence yöntemlerine göre değişik tip ve düzeyde lezyonlar meydana gelebileceği göz önüne alınarak, öykünün de ışığında kapsamlı bir muayene sonunda elde edilecek veriler, laboratuvar incelemeleri ile birlikte değerlendirilmelidir.
Künt travma
Abrazyon - sıyrık: Künt cismin sürtünme veya basısı sonucu cilt yüzeyinde doku kaybı oluşumu ile ortaya çıkan bir lezyondur.
Kontüzyon - çürük - bere - ekimoz: Künt cismin basısı sonucu ezilme ve dokuların gerilmesi ile damar rüptürüne bağlı kanın damar yatağı dışına çıkmasıdır. Hızla oluşan ekstravazasyon kitle -hematom oluşumuna yol açar.
Laserasyon: Künt cismin basınç etkisi ile gerilen cilt bütünlüğünün bozulmasıdır. Cilt, cilt altı dokuların yırtılmasıdır. Cilt ve cilt altı dokuların altındaki kemik yüzey ile künt cisim arasında sıkışması ile vücudun çıkıntılı kısımlarında daha kolaylıkla oluşur.
Fraktür: Künt cismin ve/veya değişik vektoryel düzlemdeki mekanik kuvvetlerin etkisi ile kemik bütünlüğünün bozulmasıdır.
Künt travmatik lezyonların niteliği ve oluş zamanına ilişkin bir değerlendirmede kişinin yaşı, doku özellikleri, ve travmanın şiddetine göre lezyonun değişkenlik göstereceği dikkate alınarak, kesin ve spekülatif yargılardan kaçınılmalıdır. Ekimozların cilt altında gevşek bölgelere ve yer çekimine uygun yer değiştirebildikleri ve travma lokalizasyonlarında yanılabilineceği, ayrıca derinde oluşan ekimozların bir süre sonra yüzeyelleşerek görünür hale gelebileceği bilinmelidir. Dolayısıyla iddia var ama görünür lezyon yoksa birkaç gün sonra tekrar muayene istenmelidir. Sıcak - soğuk su tatbiki, ilaç uygulaması gibi tedavilerle iddia konusu lezyonların muayene zamanına kadar iyileşmiş olabileceği de gözönüne alınmalıdır.
Dayak
Dayak yemiş kişide çoğunlukla birden fazla yara vardır. Kaba dayak şeklinde tanımlanan işkence türünde, olguların %80'inde kafa travması vardır. Her zaman ciddi boyutlarda olmamakla birlikte, tedavi merkezlerine gelenlerin %50'sinde tekrarlayan kafa travmalarında diffüz aksonal hasar (kanamasız) oluşmasına bağlı kortikal atrofi gözlenmiştir. Kafa travmalarında kafa içi değişimler de ortaya çıkabilir. Düşme veya başın herhangi bir yere çarpma ya da çarptırılması şeklindeki, başın hareketli, künt cismin sabit olduğu travmalarda daha sık olarak beyinde "countre-coupe" (travmanın aksi lokalizasyonda) lezyon olurken, direkt travmada daha sık olarak travmanın uygulandığı bölgeye uyan beyin hasarı ve/veya kanama gözlenebilir.
Başa yönelik darbelerden sonra geç dönemde, hasta sürekli baş ağrısı yakınması ile başvurabilir. Yapılacak bir muayenede, bu bölgenin dokunmakla ağrılı olduğunu ifade edebilir ve palpasyonla "galea aponeurotica"da yaygın veya lokal yapışıklık gözlenebilir. Cilt bütünlüğünü bozacak nitelikte bir travmada ise skarlar saptanabilir.
Gövdeye yönelik darbelerde sırt ve travma uygulandığı belirtilen kısımlara uyan kas ağrıları yakınmaları ile gelen hastada, eklem hareketlerinde kısıtlılık, yapışıklıklar, tendinit, bursit, kırık sekelleri, skarlar gözlenebilir. Fibrozit sendromu gelişebilir (Resim 1).
Resim 1: Sırtta ray şeklinde künt travmatik değişimler.
Falaka
Ayak, el ve kalçalara sistemli ve yinelenen künt travma uygulanması şeklinde bir işkence yöntemidir. Bu bölgelerde uygulanan travmaya bağlı ödem ve ekimoz oluşumuna ek olarak, el ve ayakların sabitleştirilmesi amacıyla bağlanması nedeniyle bağ uygulanan kısımlarda da sıyrık ve ekimozlar oluşabilmektedir.
Ağrı ve yürüme güçlüğü yakınması ile gelen hastada geç dönemde yapılacak muayenede, plantar yastıkçıklarda düzleşme (Resim 2), palpasyonla tarsal kemiklerde fiksasyon veya instabilite, birinci parmağın 700'den fazla dorsifleksiyonu, tabanda gerginlik, "aponeurositis plantaris" pedis oluşumu, ön tibiyo-fibular bağ ve interosseoz bağların instabilitesi gözlenebilir. Sintigrafide pozitif tutulum, bu bölgeye yönelik travma için önemli bir bulgu olmakla birlikte, pozitif tutulum olmaması da travma olmadığının delili olarak kabul edilmemelidir (Resim 3).
Resim 2: Ayak taban yastıkçıklarında falaka ile uyumlu düzleşme, ödemli görünüm.
Resim 3: Ayak kemiklerinde falaka ile uyumlu tutulum artışını gösteren kemik sintigrafisi.
Haya burma
Skrotal bölgenin ezilmesi, burulması, çekilmesi veya bu bölgeye direkt travma şeklindeki işkence yöntemi uygulanmış kişilerde genital muayenede skrotal bölgede hassasiyet, hiperemi, ödem ve ekimozlar görülebilir. Dinamik sintigrafi bulguları tanı için değerlidir.
Askı
Askı genellikle 15-20 dk. sürer. 1 saat, 4-5 saat şeklinde ifadeler de vardır. Kurban tarafından süre tanımlaması subjektiftir. İşkence sırasında zaman mekan oryantasyonunun bozulması sık görülen bir bulgu olduğundan süre tanımlaması da net olmamaktadır.
Askı işkencesi uygulanan kişilerde, omuz hareketlerinde zorlanma, ağrı, kısıtlılık, kol ve el hareketlerinin sınırlanması, elde genel veya lokal uyuşukluk, yanma, his ve hareket kayıpları ortak yakınmalar olarak gözlenebilir.
Erken dönemde omzun ultrasonografik incelemesinde ödem görülebilir. Brakiyal pleksus traksiyon veya kompresyonla leze olduğunda; ellerde proksimal-distal kuvvet kaybı ve duyu kusuru olur. Derin tendon refleksleri alınamaz. El distalinde atrofi gelişir. Genellikle reversibl bir hasar söz konusudur. EMG incelemesinde aksiller sinir proksimalinde lezyon, bir veya iki yanlı pleksopati saptanabilir.
Periferik sinir lezyonları:
- İmpuls ileti bloku; myelin hasarı vardır, akson sağlamdır.
- Akson bütünlüğü bozulmuştur. Myelin kılıfı sıçrayıcı iletim sağlar.
EMG amplitüdü ve kas fonksiyonu zamanla düzelir.
Tek bir yandaki EMG yakınmaya uyumlu iken karşı tarafın EMG'si uyumlu olmayabilir. Uyumsuz taraftaki yakınma psikolojiktir. Yalnız duysal yetersizlik varsa elektrofizyolojide bulgu olmayabilir. Motor semptom gösterenlerde EMG gerekir.
Askı uygulaması dikkatli yapıldığında EMG bulgusuna yol açmayabilir. Kişinin yakınmaları, dikkatli bir kas-iskelet sistemi muayenesi ve nörolojik muayene aydınlatıcı olabilir.
Pozisyonel işkence
Tendonlara, bağlara ve kaslara yöneliktir. Papağan duruşu, muz duruşu gibi. Yakınmalar da bu duruş özelliği ile ilişkili olarak, ilgili bölgede ağrı, hareket kısıtlılığı şeklinde tanımlanmaktadır.
Elektrik
Elektrik akımı vücudun çok değişik bölgelerine bağlanan elektrodlar aracılığı ile verilir. Ağrının yanı sıra şiddetli kas kontraksiyonlarına neden olarak, hastanın soluğunun kesilmesi gibi korku verici durumlar yaratır ve pek az iz bırakır ya da hiç iz bırakmaz.
Elektrik uygulaması sırasında iz bırakılması engellenmemişse, genellikle 1-3mm çapında küçük bir ben büyüklüğünde kırmızı kahverengi dairesel bir lezyon oluşmaktadır. Lezyonun görülebilmesi için öyküyle uyumlu vücut bölgelerinin çok dikkatli incelenmesi gerekmektedir. Lezyon saptanan bölgeden biyopsi alınarak histopatolojik inceleme yapılması sağlanmalıdır.
Elektrik akımı vücudun her yerinden uygulanabilmekle birlikte, sıklıkla uygulandığı yerlerin bilinmesi muayene sırasında bu bölgelerin daha özenli araştırılması için yararlıdır. Vücudun sağ yanı daha sık kullanılmakla birlikte, kablolar her iki el ve ayak parmakları ile genital bölgelere bağlanabilmektedir. Serbest elektrod göbek çevresi, meme uçları, boyun, koltukaltı, kulak kepçesi, dudak ve ağız boşluğu başta olmak üzere tüm vücutta gezdirilmektedir. Genital bölge elektrik uygulamasında en sık kullanılan bölge olduğundan öyküde de belirtiliyorsa muayenede elektrik pikürü dikkatle aranmalıdır (Resim 4).
Ayak parmağı proksimalinde elektrik pikürü (pikana) ile uyumlu görünüm.
Elektrik akımı iki elektrod arasındaki en kısa yolu izlemektedir. Elektrik akımı uygulandığında ortaya çıkan semptomlar da bu özellik ile uyumludur. Örneğin sağ ayak parmağı ile genital bölge elektrodların yerleştirildiği bölgeler olduğunda, sağ uyluk ve baldır kaslarında ağrı, kasılma ve kramp yakınmaları olacaktır.
Resim 4: Ayak parmağı proksimalinde elektrik pikürü (pikana) ile uyumlu görünüm.
Dental işkence
Diş kırma, çekme, elektrik verme biçiminde olabilir. Kayıp, kırılmış diş, dişetinde şişme, kanama, ağrı, gingivit, stomatit, mandibuler fraktürler, dolguların düşmesi ile sonuçlanabilir.
Temporomandibuler eklem sendromu: Yüze alınan darbeler ve verilen elektrik akımına bağlı kas spazmları nedeniyle temporomandibular eklemde ağrı, çene hareketlerinde kısıtlılık ve bazı durumlarda bu eklemde luksasyonla kendini gösterebilir. İşkenceye maruz kalan kişinin diş sorunları ile işkence arasındaki ilişkiyi kurması genellikle güç olduğundan öykü anlamlıdır.
Muayene sırasında da ağız boşluğunun dikkatle incelenmesi gerekmektedir. Elektrik akımı uygulaması sırasında dil, gingiva ve dudakların ısırılmasına veya bu bölgeye direkt elektodun uygulanmasına bağlı lezyonlar oluşmuş olabilir. Elektrik uygulamasının yanı sıra ağız içine yabancı cisim sokulmasına bağlı da lezyonlar oluşmuş olabilir. Bu nedenle öykü, muayene için önemli bir yol göstericidir.
İşkence kurbanlarında yalnız ağız boşluğu değil, tüm boşlukların muayene sırasında dikkatle incelenmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Örneğin kulağa direkt darbe veya yabancı cisim uygulanmasına bağlı zar perforasyonları, genital bölgede yabancı cisim uygulamasına bağlı değişik düzeyde lezyonlar meydana gelmiş olabilir.
Asfiksi
Başa plastik torba geçirme, ağız ve burnun kapatılması, ası, boyna kol ile bası veya bağ uygulanması, sıvı ortama batırma gibi yöntemlerle solunumun engellenmesi söz konusu olabilir.
Ciltte peteşiler, burun kanaması, kulak kanaması, yüzde yaygın konjesyon, ağız içi ve solunum sistemi enfeksiyonları gibi geç komplikasyonlar gelişebilir.
Kol ile boyun sıkıldığında karotis arterlerinin basısı ile arter katlarında minimal hasar dışında lezyon olmaz. Solunum yolu açık kalır. Tek taraflı basıda tiroid kartilaj kırılarak solunum yetmezliği gelişebilir. Ası veya boyna bağ uygulamasında boyna uygulanan materyalin (ip, kravat, tel, eşarp, kemer vs.) özelliği ile bağlantılı olarak ciltte hafif bir bası izinden, laserasyona, ciltaltında yumuşak doku - kas kanamalarına ve hyoid kemik ve kıkırdak kırıklarına kadar değişen düzeylerde lezyonlar görülebilir.
ABD'de küçük nedenlerle gözaltına alınanların ilk birinci ve ikinci gün kendilerini astıkları gözlenmiştir. Ası malzemesi olarak çorap, gömlek, pantolon kullanılabilmektedir. Türkiye'de 1980-1994 yılları arasında gözaltında veya cezaevlerinde ölen ve işkenceye bağlı olarak öldüğü iddia edilen, ölümleri kuşkulu bulunan kişilerden 74'ü için intihar ettikleri biçimde resmi açıklama yapılmıştır.
Diğer travmatik lezyonlar, savunmasız bırakma veya boğuşma izleri ekarte edildiğinde; eksik- yarım asıların intihar amacıyla gerçekleştirilmiş olma olasılığı daha yüksektir. Tam asılarda olay yeri incelemesi, ası noktasına ulaşılabilirlik yönünden ayrı bir önem taşımaktadır.
Psikolojik sekeller
İşkencenin amacının yalnız bilgi almanın ötesinde, kişiliği parçalamak olduğu belirtilmektedir. Bu kapsamda bir olayda, özellikle insan eliyle oluşturulmuş travmalar sonrası kişilerde psikolojik sekeller kalmaktadır.
İşkence sonrası fiziksel travmaya ait bulguların zaman içinde ortadan kalkması veya hiç bulgu oluşmaması söz konusu iken, psişik travmaya bağlı bulguların uzun süre izlenebilmesi mümkündür. İşkence uygulaması için önemli bir kanıt oluşturabilecek psikolojik sekellerin saptanabilmesi için ayrıntılı bir psikiyatrik muayene gereklidir.
Travma sonrası kişilerde posttravmatik stres bozukluğu, major depressif hastalıklar ortaya çıkmakla birlikte, spesifik tanıya yönelik kriterlerin tümünü birarada görmek her zaman mümkün değildir.
İşkence sonrası sıklıkla görülen semptomlar; uyku bozuklukları, genel irritasyon bulguları, endişe hali, korku, genel veya özgül amnezik durumlar, konsantrasyon güçlüğü, olayla ilgili anlık geri dönüşler, yoğun güvensizlik, olayı anımsatan süreçlerden kaçınma, iştahsızlık, yaygın başağrıları -fizik travma ile ilişki kurulamadığında-, cinsel işlev bozuklukları, umutsuzluk ve çaresizlik duyguları ve anhedonidir (bkz. Adli Psikiyatri).
İşkenceye maruz kalanlarda 1-2 hafta sonrasına kadar saptanabilen akut bulgular: Kesikler, kanama, laserasyonlar, kırıklar, çıkıklar, eklem gerilmeleri, hemoptizi, pnömotoraks, cinsel işkenceye bağlı yaralanmalar, sigara yanıkları, elektrik yanıklarıdır. Akut lezyonların sekelleri, aylar, yıllar sonra görülmeyebilse de bazı fizik bulgular hala kalabilir: Yara, elektrik - termal yanık skarları, iskelet deformiteleri / malunions, diş hasarları, saç kayıpları, fibrositler vb.
Subjektif yakınmalar: Lokal ağrılar (sırt, baş vb.), GİS yakınmaları, cinsel işlev, psikolojik sekelerdir.