IX. Tutuklu ve Hükümlülere Yönelik Hekim Tutumu ve Yasal Düzenlemeler

IX. Tutuklu ve Hükümlülere Yönelik Hekim Tutumu ve Yasal Düzenlemeler

A. Cezaevi Hekiminin Görevleri

Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkif Evlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzük'e göre; müstakil müşahede ve sınıflandırma merkezleri ile müşahede ve sınıflandırma merkezi olarak kabul edilen veya teşkilatı müsait bulunan kurumlarda yeteri kadar tabip bulundurulur. Ancak müstakil tabibi bulunmayan kurumların sağlık işleri mahalli hükümet veya belediye tabipleri tarafından asli görevlerinin müsadesi oranında yerine getirilir (45. m). Tabip; kurumun şartlarını düzenlemek, hükümlü ve tutuklularla kurum personelinin muayene ve tedavisini yapmakla yükümlüdür (37. m). Tabip, kurumu sık sık denetler ve acele tedbir alınmasını gerektiren önemli hastalıklar hakkında derhal müdüre rapor verir. En az onbeş günde bir defa olmak üzere kurumu tamamiyle gezerek sağlık durumuna ve lüzumu halinde alınması gereken tedbirlere dair düşüncesini raporla müdüre bildirir (38. m). Tabip, kurum tarafından satın alınan bütün gıda maddelerini muayene ve bunların kabul veya reddine dair düzenlenecek tutanağı imza eder (39. m). Tabip, temarüz eden hükümlü ve tutuklularla tedaviden kaçmaya çalışanların ve kurumun sağlığını bozacak şekilde hareket edenlerin adlarını müdüre bildirir (40. m). Tabip, kurumda çıkan hastalıkların nev'i ve hastalananların sayısına, hastalıkların önüne geçmek için uygun gördüğü tedbirlere ve ayrıca iaşenin kalitesine, miktarına ve dağıtım şekillerine, hükümlü ve tutuklular ile personelin temizliğine ve elbiseleri ile yatak takımlarına, kurumun sıhhi tesisat, ısıtma, aydınlatma ve havalandırma tesislerinin sağlık şartlarına uygun bir şekilde yürütülüp yürütülmediğine dair hususları, her ay sonunda, hazırlayacağı bir raporla müdüre bildirir. Müdür bu raporda belirtilen tavsiyelerin yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri alır (41. m).

Zincir ve demire vurma önlem olarak uygulanamaz. Kelepçe, akıl hastaları için kullanılan gömlek ve benzeri bedensel hareketi kısıtlayıcı araçlar aşağıdaki haller dışında kullanılamaz: a) Sevk ve nakil sırasında kaçmasını önlemek için b) Tıp görevlisinin talimat ve gözetiminde olmak üzere tıbbi nedenlerle c) Diğer kontrol yöntemlerinin yetersizliğinde hükümlü ve tutuklunun kendisine veya başkalarına zarar vermesine veya eşyayı tahrip etmesine engel olmak için müdürün emriyle tıp görevlisine derhal danışılması ve durumun ilgili idari makama bildirilmesi koşuluyla (172. m). Hücre hapsi cezasının infazından önce hükümlü; tabip tarafından muayene edilir. Muayene sonunda hükümlünün bu cezaya katlanamayacağı anlaşılırsa, infaz sonraya bırakılır veya tabibin uygun göreceği aralıklarla yerine getirilir. Ceza süresi içinde hükümlü, tabibin gözetim ve denetimi altında bulundurulur (173. m).

B. Hastanelere Getirilen Tutuklu ve Hükümlülere Yönelik Hekim Tutumu

Tokyo Bildirgesinin ön deyişinde "Tıbbı insanlığın hizmetine sunmak, kişiler arasında herhangi bir ayrım yapmadan beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek, hastaların acılarını dindirmek ve onları rahatlatmak, tıp doktorlarına tanınmış bir ayrıcalıktır" denilmektedir.

Türk Tabipler Birliği'nin Aralık 1994'te bu konuyla ilgili bir bildirgesi yayınlanmıştır.

  1. Hastanede karşılaştığımız mahkum bizim için bir hastadır. Bu bağlamda hasta hekim ilişkisinin konusu olmayacak şekilde şahsın yargılanmasına veya hüküm giymesine gerekçe olan nedenin araştırılması anlamlı değildir.
  2. Kişinin hastaneye giriş kaydının yapılması sağlanmalıdır.
  3. Sorulduğu takdirde, hekim adını ve soyadını açıkça belirtmelidir.
  4. Muayeneler sırasında hastaların kelepçeleri açtırılmalı, klinik özgürlük koşullarına ve hasta haklarına uygun tam bir ortam sağlanmalıdır. Bunun için muayene ortamlarında hasta ve sağlık personeli dışında kimse bulunmamalıdır. Bu hasta ve hekimin hakkı ve hekimin görevidir.
  5. Muayene sırasında herhangi bir darp izi saptanırsa, bu bir tutanakla tespit edilmeli, kurum amirliği ve ilgili tabip odasına bildirilmelidir.
  6. Tanısal yaklaşım için gerekli olan tüm tetkikler istenmeli ve bu konuda dış etkilenimlere kapalı olunmalıdır.
  7. Hastalığı, tedavisi ve prognozu ile ilgili bilgiler bizzat hastanın kendisine belirtilmelidir.
  8. Tüm bu bilgiler sevk kağıdına ad, soyad ve diploma numarası açık olacak şekilde belirtilmelidir.
  9. Hastaneye yatırmanın gerekli olduğu durumlarda dış etkiye maruz kalmaksızın tıbbi kanaatin gerektirdiği şekilde tavır alınmalıdır. Bu konudaki itirazlar resmi evraka imzalı bir tutanak şeklinde geçirilmelidir.
  10. Mahkumların hasta yataklarına zincirlenmesi, kelepçelenmesi veya birtakım tıbbi girişimlerin bunların eşliğinde gerçekleştirilmesi mutlaka engellenmelidir.
  11. Hasta odalarında jandarma ve gardiyan bulundurulmamalıdır. Hastane ve eklentilerinde yetki ve sorumluluk hekimindir. Hekimler bu yetkilerini hekim dışı kişilere devredemez.
  12. Mahkum koğuşları hastanelerin bir eklentisidir. Bu sağlık kurumunun iç işleyişinden hekim sorumludur. Burada bulundurulan hastaların tedavi ve bakımları aksatılmamalıdır. Gerekli sayıda sağlık personeli bulundurulmalı ve acil girişim için gerekli donanım sağlanmalıdır.
  13. Hastaların tıbbi ve cerrahi tedavileri tıp dışı nedenler ve dinamiklerle aksatılmamalıdır.
  14. Tüm hekimler bu tutumu almakla yükümlüdür, bu tutumlardan dolayı zarar gören hekimler bu durumu acilen en yakın tabip odası ve TTB'ye bildirmelidirler.

Konuyla ilgili olarak Jandarma Genel Komutanlığı'nın 10 Ocak 1989 tarihli tamiminde şöyle denilmektedir;

Muayene için jandarma muhafazasında sağlık kuruluşlarına götürülen hükümlü ve tutukluların, muayene odalarında doktor tarafından muayene edilmeleri sırasında meydana gelebilecek firar olaylarını önlemek üzere alınacak emniyet tedbirleri aşağıda belirtilen esaslar dahilinde yapılacaktır.

  1. Muayene odasında kapının dışında firara yarayacak pencere veya başka bir çıkış yoksa, yani oda muhafazalı ise bu takdirde muhafız jandarma, muayene sırasında kapının dışında bekleyecek, içeri girmeyecektir.
  2. Muayene odasının dışarıya bakan penceresi varsa ve bina dışında emniyet tedbiri alma imkanı mevcutsa, muhafız jandarma hem kapının dışında, hem de muayene odasını görecek şekilde dışarıda tedbir alacaktır.
  3. Muayene odasının kapıdan başka dışarıya çıkışı varsa ve dışarıda emniyet tedbiri alma imkanı yoksa bu takdirde muhafız jandarma muayene odasına girecek, ancak doktorun muayene yaptığı paravanlı bölmenin uzağında emniyet tedbiri alacaktır.

Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği 75. maddeye göre;

Yataklı tedavi kurumlarına yatırılan tutuklu ve hükümlülerin kurumda kaldıkları sürece muhafazaları ilgili adli makamlarca sağlanır. Bu gibilerin kaçmasından veya suç işlemelerinden kurum idaresi sorumlu tutulamaz. Ancak kurum yöneticileri tutuklularla ilgili hasta ziyareti ve benzeri işlerle kontrol ve muhafaza işlerinde adli sorumlulara yardımcı olacak özel tertip ve tedbirler aldırır, durumdan devamlı bilgi sahibi olur. Kurumda hükümlülere mahsus demir parmaklıklı, pencereli koğuş veya oda bulunmadığı veya bunlara ayrılan yataklar dolu olduğu takdirde hükümlü ve tutuklu, ilgili adli makamlarca başka bir kuruma sevkedilir. Adli mercilerce müşahede altına alınmasına lüzum görülen vakalar, ancak müsait yerleri veya ilgili uzmanı bulunan kurumlara sevkedilebilir. Tutuklu ve hükümlülerin yattığı kurumlarda, bütün inzibati sorumluluğu üzerine alan cezaevi sorumlularınca yeteri kadar muhafız bulundurulur. Tutuklu ve hükümlü hastalar ve bunların muhafazası ile ilgili görevliler kurum disiplinine uymaya mecburdurlar.