III. Tıbbi Girişimler Nedeniyle Hekimin Ceza Sorumluluğu

III. Tıbbi Girişimler Nedeniyle Hekimin Ceza Sorumluluğu

Ceza hukuku "Kusursuz suç olmayacağını belirtmiştir". Kişi eyleminden doğacak sonucu tahmin edemezse bu eylem suç olarak kabul edilmez. Sonuç öngörülebilir değilse, kişi kendisinden beklenen özeni gösterse bile netice meydana gelebiliyor, dikkat ve özene rağmen fiilin meydana gelmesine engel olunamıyorsa bu gibi neticeleri doğurabilecek hareketlerden çekinmesi hiçkimseden istenmeyeceği için ortada kusurluluk yoktur. Kusurluluğun kasıt (amaçlama) ve taksir (ihmal = savsama) olarak iki türü vardır. Her iki kusur tipinde de ortak olan fiilin istenmesidir. Dolayısıyla suçlar da kasıtlı ya da taksirli suçlar olmak üzere ikiye ayrılabilir.

Kasıtlı suçlarda kişi eyleminden doğacak sonucu öngörerek, tahmin ederek ve bu sonucu isteyerek suçu işler. Kasıtlı suçlara örnek olarak kasıtlı adam öldürme (TCK 448, 449 ve 450. maddeleri) ile kasıtlı adam yaralama (müessir fiil = etkili eylem = darp) (TCK 456 ve 457. maddeleri) suçları örnek olarak verilebilir. Ötenazi "iyileşmesi mümkün olmayan hastanın öldürülmesi ya da tedavisinin kesilerek ölüme terkedilmesi" kasıtlı adam öldürme suçuna girmektedir (TCK 448. m). Tıbbi girişim esnasında neden oldukları yaralama ve ölüme sebebiyet durumlarında hekimler hakkında özel yaptırım getiren bir kanun yoktur. Genel olan TCK 455 ve 459. maddeleri kullanılmaktadır. Sağlık mensuplarının kusur oranları (kusurlulukları) Yüksek Sağlık Şurasınca tespit edilir.